Bir köpeğin gözleri neredeyse mucizevi bir işlev görür; yansıyan ışığı, beyinde dünyanın görüntülerini oluşturmak için kullandığı sinir uyarılarına dönüştürür. Bunu iyi yapabilmek için gözün çeşitli bölümlerinin sağlıklı olması gerekir. Ne yazık ki, bir dizi hastalık bir köpeğin gözlerinin işlevini bozabilir.
Öncelikle köpeklerin göz yapılarını inceleyelim.
Köpeklerin Göz Yapısı
Köpeklerde herhangi bir göz problemini anlamaya başlamadan önce sağlıklı bir gözün nasıl göründüğünü, gözde olan anormalliklerin yerine göre nasıl değerlendirileceğini ve tüm bunların toplamında köpeğinizin hangi göz hastalığına yakalandığını anlayabilmeniz için göz anatomisi ile ilgili bazı bilgilere sahip olmanız gerekebilir.
Köpeklerin göz anatomisi:
Eyelids (Göz Kapakları): Köpeklerin üst göz kapağı, bu göz kapağının köşesinde ve alt göz kapağı olmak üzere üç adet göz kapağı vardır.
Conjunctiva (Konjonktiva): Göz kapaklarının içinde bulunan göz küresini çevreleyen yumuşak pembe doku.
Cornea (Kornea): Göz küresini dış etmenlerden koruyan temiz parlak olan gözdeki en dış katman.
Iris (İris): Gözün renkli olan dairesel kısmı
Pupil (Göz Bebeği): Göze gelen ışıkların süzülüp içeri girilmesine izin verildiği bölüm
Lens (Mercek): Mercek, göz küresinin içinde küçük, şeffaf bir disktir. Görüntüleri gözün arkasına odaklar.
Retina (Retina): Işığa duyarlı hücre tabakasının görüntü aldığı gözün arka kısmı.
Optic nerve (Optik Sinir): Görüntü sinyallerini beyne ileten ve görmeyi sağlayan sinir.
Köpeklerde Göz Hastalığı Belirtileri
Köpeklerde göz hastalıkları dikkatli ve köpeğiyle ilgili bir köpek sahibinin fark edebileceği durumlar meydana getirir. Hastalığın türüne bağlı olarak semptomlar ne kadar farklı olsa da bazı semptomlar tüm köpek göz hastalıklarında geçerli olabilir.
Köpeklerde göz hastalığı belirtileri:
Ağlama/deşarj,
Gözde Kızarıklık veya şişme,
Gözde bulutluluk,
Göz kırpma (bir veya iki gözün kapalı tutulması),
Üçüncü göz kapağının belirgi şekilde şişmesi ve gözükmesi,
Göz içinde veya çevresinde bir yumru,
Görme kaybı,
Gözdeki kan,
Göz bebeğinin boyutunda veya şeklinde bir değişiklik.
Bu bulgulardan biri veya bir kaçını köpeğinizde gözlemliyorsanız en yakın veterinere başvurmanız gereklidir.
Bulguları bölümlere ayıracak olursak;
Göz beyazındaki anormal bulgular: Göz beyazındaki kalın ve kanlı damarlar, morarıklar veya pıhtılaşmalar lokal bir sorun olduğunu gösterir. Ayrıca göz beyazı sararması da göz hastalığı belirtisidir.
Konjonktivadaki anormal bulgular: Soluk pembe renkte olması anemiye işarettir. Sarı renk olması sarılığa işarettir.
İristeki anormal bulgular: Köpeklerde yaşlandıkça iris kenarlarında bozukluklar meydana gelir. Buna iris atrofisi denir. İris büyümesi, siyah noktalar ve kan lekeleri iriste yaşanan sorunlara işarettir.
Gözbebeğindeki anormal bulgular: Göz bebeğinin bulanıklaşması veya renginde değişme olması katarakt yada yaşlanmaya bağlı renk değişikliği olan sklerozun belirtisi olabilir. iki gözde farklı görünmesi anizokori, düzensiz kenarlar yine yaşlılığın belirtileri olabilir.
Köpeklerde Yaygın Olarak Görülen Göz Hastalıkları
Köpek göz hastalıkları/sorunları, gözün herhangi bir yapısında, göz kapaklarında veya çevre dokuyla ilgili durumları (kalıtsal, yaşa bağlı, bağışıklık aracılı, metabolik veya bulaşıcı) veya travma sonrası yaralanmaları içerir.
Çoğu zaman, göz hastalıkları ihmal edildiğinde görme kaybı bu sorunlara eşlik edebilir, daha sonra köpeğinizin normal faaliyetlerine müdahale edebilir ve yaşam kalitesini bozabilir.
Oküler sorunlar, bir köpeğin hayatının herhangi bir aşamasında ortaya çıkabilir. Belirli ırkların belirli hastalıklara yakalanmaya daha yatkın olmalarına rağmen, hiçbir cins oküler bir sorun olasılığına karşı bağışık değildir.
Birçok köpeğin durumu için erken teşhis ve tedavi, gözleri korumanın anahtarıdır.
1) Kuru Göz
Kuru göz, ciddi bir gözyaşı üretimi eksikliği olduğunda gelişen, tedavi edilmediği takdirde konjonktivit, göz ülseri ve ciddi vakalarda kalıcı yara izi ve hatta göz kaybına yol açabilen son derece acı verici bir hastalıktır.
Çoğu durumda, köpeklerde kuru göz bağışıklıkla ilgili bir sorundur. Bu, bağışıklık sistemindeki bir arızanın vücudun kendi gözyaşı bezlerini yok etmesine neden olduğu anlamına gelir. Hasar, aylar ila yıllar arasında kademeli olarak artma eğilimindedir, bu nedenle durum yeterince erken teşhis edilir ve tedavi edilirse, genellikle ilaçla yavaşlatılabilir.
Köpeklerde Kuru Göz Belirtileri
Kuru göz yavaş yavaş gelişmeye ve zamanla kötüleşen semptomlara neden olma eğilimindedir. Genellikle her iki gözü de etkiler (genellikle önce bir göz veya daha şiddetli etkilenir) ve aşağıdaki gibi semptomlara neden olur:
Kalın, yapışkan bir akıntı
Göz ve çevresinde kızarıklık
Ağrılı, tahriş olmuş gözler (köpeğinizin gözlerini normalden daha fazla kapattığını, çok fazla kırptığını veya yüzünü ovuşturduğunu fark edebilirsiniz)
Parlama eksikliği olan bulutlu/donuk gözler
Sık göz enfeksiyonları
Sık göz ülseri
Köpeklerde Kuru Göz Teşhisi
Veterineriniz, köpeğinizin semptomlarına dayanarak ve bir ‘Schirmer Gözyaşı Testi’ (STT) uygulayarak kuru göz teşhisi koyabilecektir.
STT, köpeğinizin göz kapağı ve gözü arasına çok küçük bir kağıt şeridi yerleştirmeyi içeren ağrısız bir prosedürdür. Şerit, her bir gözün ürettiği gözyaşı miktarını ölçer ve normal bir sonuç 15 mm/dakika’nın üzerindedir (bunun altındaki herhangi bir şey göz kuruluğu olduğunu gösterebilir).
Köpeklerde Kuru Göz Tedavisi
Kuru göz genellikle ömür boyu tedavi gerektiren bir durumdur. Her vaka biraz farklıdır, bu nedenle köpeğinize veterineriniz tarafından hazırlanan bireysel bir tedavi planı olacaktır.
Köpeğinizin tedavisi muhtemelen şunları içerir:
Siklosporin göz damlası: Göz kuruluğu için en yaygın ilaç Siklosporin’dir (‘Optimmune’).
Siklosporin, bağışıklık sistemininin saldırılarını yavaşlatan ve gözyaşı bezlerinin yok olmasını önlemeye yardımcı olan harika bir göz damlasıdır.
Tam etki göstermesi 2-8 hafta sürebilir ve başarılı olursa ömür boyu verilmelidir. Siklosporin ne kadar erken verilirse, işe yaraması o kadar olasıdır. Ne yazık ki, gözyaşı bezinin tamamı tahrip olmuşsa tedavinin başarılı olması olası değildir. Siklosporin göz damlası köpeğinizde işe yaramazsa, veterineriniz daha güçlü bir formülasyon veya Takrolimus gibi başka bir ilaç denemeye karar verebilir.
Sahte gözyaşları: Üretemedikleri gözyaşları için köpeğinize sahte gözyaşları vermeniz gerekecektir. Başlangıçta onlara son derece düzenli olarak (1-2 saatte bir) ihtiyaç duyacaklar, ancak kuru gözleri kontrol altına alındıktan sonra sıklığı azaltmak mümkün olabilecektir.
Kuru Göz Hastalığına Yatkın Olan Irklar
Her ırk bu hastalığa yakalanabilir ancak kuru göz hastalığına yakalanmaya daha hassas olan köpek ırkları;
Cavalier King Charles Spaniel
Pug
West Highland
White Terrier
Yorkshire Terrier
Shih Tzu
2) Kiraz Göz
Köpeklerde kiraz göz hastalığı hakkında genel olarak;
Kiraz gözü hastalığı (niktitans bezinin sarkması), üçüncü göz kapağının içindeki bezin dışarı çıkamasıdır.
Kiraz gözü rahatsız edicidir; konjonktivit ve kornea ülseri gibi başka sorunlara yol açabilir.
Kiraz göz hastalığı herhangi bir köpek cinsini etkileyebilir, ancak özellikle British Bulldogs, French Bulldogs, Beagle, Great Dane, Cocker Spaniel, Shih Tzu, Pug, Bullmastiff gibi bazı soyağaçlarında daha yaygındır.
Kiraz gözlü köpeklerin çoğunda, üçüncü göz kapağındaki bezi çıktığı yere geri koymak için ameliyat gerektirir.
Köpeğinizin kiraz gözü olduğunu düşünüyorsanız, veterinerinizle iletişime geçin.
Köpeklerde Kiraz Göz Belirtileri
Kiraz göz hastalığı diğer hastalıklarda olduğu gibi köpekler için gerçekten acı verici bir hastalıktır. Köpeklerde kiraz göz hastalığının belirtileri:
İlk aşamada köpeğin gözlerinin aşırı sulanması,
Göz yaşlarının gözden dışarı akması,
Gözün köşesinde bulunan üçüncü göz kapağının büyümesi,
Üçüncü göz kapağının büyüyüp sanki bir kirazı andıran hale gelmesi.
Köpeklerde Kiraz Göz Tedavisi
Kiraz göz hastalığının ilerleme durumuna göre veterinerler tedavi yöntemini belirlerler. Genelde tedavi şekli ameliyattır. Bazı ilerlemiş durumlarda ameliyattan bir süre sonra bez tekrar sarkabilir ve ameliyatın tekrarlanması gerebilir.
Eskiden sarkmış olan göz yaşı bezleri ameliyatla alınarak tedavi ediliyordu. Ancak gözyaşı bezlerinin çıkarılması kuru göz hastalığına neden olduğu için, gözyaşı bezini daha içeri ve derine dikilerek köpeklerde kiraz göz hastalığı tedavi ediliyor.
Eğer köpeğinizin kiraz göz ameliyatı zor olacaksa gerçekten bu ameliyatta tecrübe sahibi olan bir veteriner bulmanız gerekir.
Kiraz Göz Ameliyatı Sonrası Bakım
Zorlu bir ameliyattan çıkmış köpeğiniz için ameliyat sonrası bakım oldukça önemlidir. Özellikle vücutta en hassas noktalardan biri olan göz ameliyatı ise…
Ameliyat öncesi ve sonrasında köpeğinize kesinlikle ağrı kesicilerden vermeniz gerekir. Bu ağrı kesiciler veterinerlerin kontrolünde olmalıdır.
Ameliyatın başarıyla sonuçlanması ve kiraz göz hastalığının tekrar yaşanmasını önlemek adına yapacağınız birkaç şey var:
Gözlerinin ovalamalarını, ameliyatlı yere zarar vermelerini ve gözlerini çizmelerini engellemek için köpeğinize koruyucu tasmalardan almalısınız. Bu koruyucu tasmalar veteriner kontrolünde takılmalı ve veterinerinizin dediği tarihe kadar çıkarılmamalıdır.
Koşmak, zıplamak ve oyun oynamak gibi faliyetler köpeğinizin gözündeki basıncı arttıracağı için yüksek efor sarfedilen oyunlardan kaçınılmalıdır.
Köpeğinizin günlük hayatında taktığı tasmayı çıkarmalısınız. Çünkü ameliyat sonrası boynu yapılan baskı gözlerde basıncı arttırabilir.
Not: Kiraz göz hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir. Bir ırk sorunudur ve o ırkın aynı ailesinden gelen bireylerin hepsinde görülür. Bu nedenle kiraz göz hastalığı olan köpeklerin üretilmemesini tavsiye ediyoruz.
3) Katarakt
Katarakt, lensteki bir değişikliğin neden olduğu gözün anormal bulanıklığıdır. Katarakt, ışığın gözün arkasına ulaşmasını engeller, görüşü azaltır ve sonunda körlüğe neden olur. Birçok farklı durum katarakt gelişimine neden olabilir.
Katarakt geri döndürülemez, ancak neyse ki köpekler onlarla çok iyi başa çıkıyor. Katarakt tedavisi uzman göz kliniklerinde mevcuttur. Köpeğinizin gözlerinin bulanıklaştığını fark ederseniz veterinerinizle iletişime geçip nedenleri üzerinde durun.
Gözlerdeki donukluk veya bulutlu gözler her zaman katarakt olduğu anlamına gelmez.
Katarakt, merceğin yapısındaki bir değişikliğin neden olduğu gözün anormal bulanıklığıdır. Normalde ışık mercekten geçer ve gözün arkasına (retina) bir görüntü yansıtır. Katarakt ışığın geçmesini engeller ve görüşü azaltır. Katarakt genellikle zamanla kötüleşerek görme kaybına ve sonunda tam körlüğe neden olur. (aşağıdaki görseli inceleyiniz)
Köpeklerde Katarakt Nedenleri
Katarakt başlıbaşına ortaya çıkan ve gelişebilen bir hastalık olduğu gibi çevresel koşullar ve diğer göz hastalıklarıda katarakta neden olabilir. Köpeklerde göz temizliğine önem vermek ve düzenli yapmak katarakt ve daha birçok hastalığın önüne geçmenize vesile olur.
Köpeklerde başlıca göz hastalıklarının nedenleri:
Yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan katarakt: Yaşlılığa bağlı olarak katarakt gelişebilir; bunlara ‘yaşlı kataraktı’ diyoruz. Senil katarakt genellikle yavaş gelişir ve kademeli görme kaybına neden olur.
Şeker hastalığına bağlı olarak ortaya çıkan katarakt: Diyabetik köpeklerin katarakt hastalığına yakanlamaları çok yaygındır. Yüksek kan şekerleri, şekerin lense girmesine ve lensin bulanıklaşmasına neden olur. Diyabetik katarakt genellikle oldukça hızlı gelişir ve tam görme kaybına neden olur.
Kalıtsal yollara bağlı olarak gelişen katarakt: Bazı köpek ırkları yüksek katarakt geliştirme riskini taşır (genellikle diğer göz hastalıklarıyla birlikte). Bazıları onlarla birlikte doğar (doğuştan katarakt) ve diğerleri kataraktı zamanla geliştirir. Yüksek riskli ırklar arasında Golden Retriever, Minyatür Schnauzer, West Highland White Teriyer ve Old English Sheepdogs bulunur.
Diğer göz hastalıklarına bağlı olarak gelişen katarakt: Göz hastalıkları, göz yaralanmaları ve toksinlerin tümü katarakt gelişimine neden olabilir. Yaygın örnekler şunları içerir; Glokom (göz içinde yüksek basınç), Lens lüksasyonu (merceğin yerinden oynaması), Üveit (göz içi iltihabı), Yaralanma (gözün içine).
Köpeklerde Katarakt Belirtileri
Katarakt hastalığının belirtileri ve gelişimi dikkatli köpek ebeveynleri tarafından gözle takip edilebilirdir. Gözlerin bir anda bulutlanması, akşam normal olan köpeğin sabah bulutlu gözlerle uyanması yada daha kısa bir sürede kataraktın oluşumu zaten ihtimaller dahilinde değildir.
Gelişen katarakt belirtileri, özellikle uzun bir süre boyunca yavaş yavaş gelişse ve emareleri gözle görülebilir olsa da her zaman beklediğiniz kadar açık değildir.
Köpeğinizde şunları fark edebilirsiniz:
Köpeğinizin göz(ler)inde bulanıklık veya gri renklenme: Bunu yalnızca ışık göze belirli bir açıyla çarptığında veya belki de köpeğinizin fotoğrafını çekerken fark edebilirsiniz.
Özellikle düşük ışık koşullarında görme kaybı: Bunu fark etmek çok zor olabilir çünkü genellikle yavaş gelişir ve çoğu köpek bunun yerine işitme ve koku duyularını kullanarak uyum sağlamada çok iyidir.
Köpeklerde Katarakt Tedavisi
Köpeğinizin kataraktları belirli bir durum nedeniyle geliştiyse, gözlerindeki daha fazla hasarı sınırlamak için bu durumun tedavi edilmesi gerekir. Altta yatan durumu tedavi etmenin köpeğinizin katarakt gelişimini yavaşlatabileceğini, ancak onlardan kurtulmayacağını anlamak önemlidir. Katarakttan kurtulmanın tek yolu onları çıkarmaktır.
Köpeğiniz kataraktla iyi başa çıkamıyorsa, ameliyatı (onları çıkarmak için) tercih edebilirsiniz. Katarakt ameliyatı sadece sevk merkezlerinde uzman veterinerler tarafından yapılır. Ameliyattan sonra, köpeğinizin iyileşmesine yardımcı olmak ve her şeyin beklendiği gibi gittiğinden emin olmak için dikkatli bir bakıma ve düzenli kontrollere ihtiyacı olacaktır.
4) Glokom
Glokom (göz içindeki yüksek basınç), özellikle tedavi edilmezse sıklıkla körlüğe neden olan çok ağrılı bir durumdur.
Glokom tedavi edilemez, ancak çoğu vaka göz damlası ve diğer ilaçlarla iyi yönetilebilir. Sonunda, tedavi ile bile, glokomlu köpeklerin çoğu görüşlerini kaybeder, ancak erken yakalamak, görüşlerini mümkün olduğunca uzun süre korumalarına yardımcı olacaktır.
Glokom, göz içindeki yüksek basınçtır; körlüğe neden olabilen çok acı verici bir sorundur. Glokoma ne sebep oluyor? Normalde sıvı, besinleri iletmek ve onları doğru boyut, şekil ve basınçta tutmak için sürekli olarak gözlerin içine ve dışına akar. Glokom, sıvının dışarı akmasını engelleyen ve gözün içinde birikmeye neden olan bir durumdur.
Köpeklerde iki ana glokom türü vardır; birincil (köpekte kendiliğinden gelişen) ve ikincil (dış etmenler tarafından oluşan).
Köpeğinizin glokom semptomları veya ağrılı bir gözü varsa derhal veterinerinize başvurun.
Köpeklerde Glokom Belirtileri
Glokom, farklı nedenlere bağlı olarak yavaş yavaş veya çok aniden gelişebilir. Bir veya iki gözü etkileyebilir.
Köpeklerde Glokom Semptomları Genellikle Şunları İçerir:
Şiddetli göz ağrısı,
Gözlerini sürekli kısması,
Parlak ışıktan kaçınma,
Yüzlerini ovmak,
Utangaç olmak,
Sürekli sulanan gözler,
Bulutlu/mavi gözler,
Kırmızı, kanlı gözler,
Körlük,
Geniş veya düzensiz gözbebekleri,
Şişkin gözler.
Köpeklerde Glokom Teşhisi
Veterineriniz köpeğinizin glokomu olduğundan şüphelenirse, ‘tonometre’ adı verilen bir aletle teyit edecektir. Bir tonometre, yüzeye hafifçe dokunulduğunda gözlerin içindeki basıncı ölçer. Göz içindeki normal basınç 10-25 mmHg civarındadır.
Köpeğinizin ayrıca glokomun nedenini (‘gonyoskopi’ gibi) bulmak için daha fazla teste ihtiyacı olabilir, bu noktada uzman bir göz veterinerini ziyaret etmesi gerekebilir.
Köpeklerde Glokom Tedavisi
Köpeğinizin ciddi bir glokom vakası varsa, hızlı ve acil tedaviye ihtiyaçları olabilir. Bu muhtemelen, anti-glokom ilaçları (gözlerindeki basıncı azaltmak için), onları rahat tutmak için güçlü ağrı kesici ve düzenli izleme için bir veteriner hastanesinde kalmayı içerir.
Köpeğinizin glokomu stabilize edildikten sonra, göz basıncını kontrol altında tutmak için glokom önleyici ilaçlarda kalmaları gerekecektir. Bu genellikle günde birkaç kez birkaç farklı göz damlası içerir. Ayrıca veterinerlerde düzenli kontrollere ve ilaç incelemelerine ihtiyaçları olacaktır.
Köpeğinizin glokomu tedaviye yanıt vermiyorsa ve çok fazla acı çekmesine neden oluyorsa, veterineriniz enükleasyon (gözlerini çıkarma) önerebilir. Birçok sahip, köpeğinin gözünü aldırma fikriyle mücadele eder, ancak tedaviye yanıt vermiyorlarsa, bu genellikle en iyi seçenektir çünkü daha fazla ağrıyı önler.
5) Kornea Ülseri (Göz Ülseri)
Göz ülseri, gözün ön tarafında oluşan bir yaradır; çok acı vericidirler ve birçok farklı nedenle gelişebilirler.
Ülserler genellikle aniden ortaya çıkar ve hızla kötüleşir. Bununla birlikte, gözler hızla iyileşir, bu nedenle veteriner tedavisi ile ülser birkaç gün içinde iyileşir (komplikasyonlar gelişmedikçe).
Veteriner tedavisi olmadan ülser bırakmak göz kaybına neden olabilir. Köpeğinizin gözlerinde herhangi bir sorun fark ederseniz en kısa sürede veterinerinize başvurun.
Köpeklerde Kornea Ülseri Oluşumu
Göz ülserleri (‘kornea ülseri’ olarak da adlandırılır) gözün yüzeyine zarar verir. Ülserler, çok sığ olmaktan (küçük bir sıyrık veya çizik) çok daha derin ve daha ciddi olan türüne kadar değişir.
Gözün ön kısmı çok incedir, derin ülserler gözün patlamasına neden olabilir. Patlamış bir gözün çıkarılması veya uzman bir göz kliniğine sevk edilmesi gerekebilir. Yeterince erken yakalanırsa, bazen göz patlamasını onarmak için ameliyat mümkündür.
Yaygın nedenler arasında yaralanmalar, göz kuruluğu , enfeksiyonlar ve entropi ( içe dönen göz kapakları) bulunur.
Rahatsız edici ülserler ve eriyen ülserler, özel, yoğun tedavi gerektiren çok ciddi iki göz ülseri türüdür.
Göz ülserleri çok ağrılı olabilir ve tedavi edilmezse hızla kötüleşebilir.
Köpeklerde Kornea Ülseri Belirtileri
Genelde köpeklerde göz ülserleri gözle görülebilen belirtiler sergiler. Göz yuvarlağında oluşan bir yara gibi görünür. Köpeklerde göz ülserinin belli başlı nedenleri:
Kırmızı, iltihaplı, kanlanmış göz,
Göz yüzeyinde bariz bir delik veya krater,
Kapalı göz veya şaşılık,
Normalden daha fazla göz kırpma,
Fazla sulanan göz,
Bulutlu göz,
Yüzde ve gözde kaşıma ve sürtünme,
Parlak ışıklardan kaçınmak.
Köpeklerde Kornea Ülseri Tedavisi
Tedavi, köpeğinizin ülserinin ne kadar şiddetli olduğuna bağlıdır ve şunları içerebilir:
Elizabeth Tasması: Elizabeth tasması, köpeğinizin iyileşirken gözünü ovalamasını veya kaşınmasını engeller. Bu ülser tedavisi için hayati önem taşımaktadır.
Göz Damlaları: Ülser iyileşirken gelişen enfeksiyonları önlemek için antibiyotikli göz damlaları veya merhemler verilebilir. Antibiyotik damlalarının genellikle günde 2-4 kez verilmesi gerekir.
Kayganlaştırıcı Damlalar: Gözün önünü yatıştırmak ve iyileşirken nemli tutmak için kullanılabilir. Köpeğiniz küçük bir göz bebeği geliştirdiyse (ağrılı gözlerde yaygın bir sorun) atropin göz damlası verilebilir. Uygulamak için birden fazla damlanız vasa veterinerinizn kontrolünde uygulamanız gerekir.
Anti-inflamatuar: Ağrı kesici steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar, ağrı ve şişliği azaltmada mükemmeldir.
Antibiyotik Tabletler: Antibiyotik tabletler her zaman gerekli değildir, ancak veterineriniz özellikle köpeğinizin gözünde enfeksiyon gelişmesinden endişe duyuyorsa reçete edilebilir.
Ameliyat: Köpeğinizin gözleri çok hasar görmüşse veya iyileşmiyorsa ameliyat gerektirebilir. Veterinerinizin köpeğinizi uzman bir göz hastanesine sevk etmesi gerekebilir.
Köpeğimi Göz Hastalıklarından Nasıl Koruyabilirim? Köpekleri göz hastalıklarından korumanın en iyi yolu göz temizliğinin ve bakımının düzenli olarak yapılmasıdır. Birçok göz hastalığın hem önüne geçmiş olunur hemde eğer bir göz hastalığı oluşmaya başlamışsa erken teşhis ve tedavisinin yapılması sağlanır.
Gözlerinde Hastalık Olan Köpeğimi Nereye Götürmeliyim? Köpeğinizde göz sorunları varsa göz alanında uzmanlık geçmişi olan veteriner göz polikliniği yada köpek göz hastanelerine götürmelisiniz.
Comments